Ayrılık acısı.
İnsanin neden ask acısı çektiğini hiç duşundunuz mu?
Ayrıldığı için mi dersiniz... Hiç sanmıyorum...
Ask nasıl bencil bir duygu ise ayrılık acısı da bu bencil duygunun bir diğer yansımasıdır.
Asık olunca ne oluyor?
Karşımızdakinin bizi beğenmesine, bize tapmasına, bizden başkasına bakmamasına, bizim üzerimize gül koklamamasına bayılıyoruz aslında.
Aşık olunmaya aşık oluyoruz çoğu zaman farkına varmadan.
Yani karsındaki şahıstan ziyade onun bize yaptığını muamele bizi tav eden ve ayaklarımızı yersen kesen çoğu zaman.
Bizim değer verilesi, beğenilesi bir varlık olduğumuzun bize ispatidir biraz da ask.
Ama her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi aşkın da vardır elbet.
Bunu kabullenmek lazım.
Zamanında bavulunu alıp efendice gitmek gerek o vakit iste.
Aşkın asaleti ayrılıkta gizlidir.
Ancak biz, bu "ask" muamelesine o kadar çabuk ve rahatlıkla kendimizi bırakırız ki, karsımızdakinin ilgisi bir müddet sonra biraz sekil değiştirdiği, biraz azaldığı zaman hayati zavallıya zehir etmekten, daraltmaktan kendimizi alamayız.
Karşımızdaki artık bizim maaşlı ilgi memurumuz olmuşdur.
Sevgilimizin sevgi ve ilgisinin anne babamızınkinden ayırt edebilmemiz oldukça zaman alıyor ve bu yolda da birkaç kişiyi, ilişkiyi ve de aşkı da harcamış oluyoruz çoğunlukla ne yazık ki…
Ask acısı çekmek de çekenin hali de ayrı bir boyut…
Buradaki asil acı ayrılıktan dolayı yaşanmamaktadır aslında.
Acıdan önce gelen iki his daha vardır içimizde.
Bunlardan birincisi hırs ikincisi de kıskançlıktır.
sonra sırası ile kin, yüzleşme, intikam zaman ve mekan kollama , istihbarat toplama ve paylaşma gibi birtakım durum ve duygu sıra ile başrole geçerler içimizde.
Buradaki asil mesele sizin bir başkasına tercih edilmiş olma durumunuzun hazmedilmememsidir.
Eğer sevgiliniz sizden ayrılmış ancak zavallı bir şekilde bir kenarda kendi başına kıvrılıp duruyor ise bu bir sorununuz olma.
Hatta bu durum hoşunuza bile gider çoğunlukla...
Bak beni unutamadı, kendine gelemdi gibi düşünceler iyi gelir bize genelde.
Hatta geri dönmeye çalışırsa zavallının canına okunur, aşağılar ve ele geçen kozu sonuna kadar kullanılır ve zavallının hayati büyük bir zevkle zehir ederiz.
Hatta gözümüzden iyice düşer ve bazen de arkadaş masalarına eli bos gitmemek için zavallıyı meze bile yapabiliriz.
İnsanin neden ask acısı çektiğini hiç duşundunuz mu?
Ayrıldığı için mi dersiniz... Hiç sanmıyorum...
Ask nasıl bencil bir duygu ise ayrılık acısı da bu bencil duygunun bir diğer yansımasıdır.
Asık olunca ne oluyor?
Karşımızdakinin bizi beğenmesine, bize tapmasına, bizden başkasına bakmamasına, bizim üzerimize gül koklamamasına bayılıyoruz aslında.
Aşık olunmaya aşık oluyoruz çoğu zaman farkına varmadan.
Yani karsındaki şahıstan ziyade onun bize yaptığını muamele bizi tav eden ve ayaklarımızı yersen kesen çoğu zaman.
Bizim değer verilesi, beğenilesi bir varlık olduğumuzun bize ispatidir biraz da ask.
Ama her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi aşkın da vardır elbet.
Bunu kabullenmek lazım.
Zamanında bavulunu alıp efendice gitmek gerek o vakit iste.
Aşkın asaleti ayrılıkta gizlidir.
Ancak biz, bu "ask" muamelesine o kadar çabuk ve rahatlıkla kendimizi bırakırız ki, karsımızdakinin ilgisi bir müddet sonra biraz sekil değiştirdiği, biraz azaldığı zaman hayati zavallıya zehir etmekten, daraltmaktan kendimizi alamayız.
Karşımızdaki artık bizim maaşlı ilgi memurumuz olmuşdur.
Sevgilimizin sevgi ve ilgisinin anne babamızınkinden ayırt edebilmemiz oldukça zaman alıyor ve bu yolda da birkaç kişiyi, ilişkiyi ve de aşkı da harcamış oluyoruz çoğunlukla ne yazık ki…
Ask acısı çekmek de çekenin hali de ayrı bir boyut…
Buradaki asil acı ayrılıktan dolayı yaşanmamaktadır aslında.
Acıdan önce gelen iki his daha vardır içimizde.
Bunlardan birincisi hırs ikincisi de kıskançlıktır.
sonra sırası ile kin, yüzleşme, intikam zaman ve mekan kollama , istihbarat toplama ve paylaşma gibi birtakım durum ve duygu sıra ile başrole geçerler içimizde.
Buradaki asil mesele sizin bir başkasına tercih edilmiş olma durumunuzun hazmedilmememsidir.
Eğer sevgiliniz sizden ayrılmış ancak zavallı bir şekilde bir kenarda kendi başına kıvrılıp duruyor ise bu bir sorununuz olma.
Hatta bu durum hoşunuza bile gider çoğunlukla...
Bak beni unutamadı, kendine gelemdi gibi düşünceler iyi gelir bize genelde.
Hatta geri dönmeye çalışırsa zavallının canına okunur, aşağılar ve ele geçen kozu sonuna kadar kullanılır ve zavallının hayati büyük bir zevkle zehir ederiz.
Hatta gözümüzden iyice düşer ve bazen de arkadaş masalarına eli bos gitmemek için zavallıyı meze bile yapabiliriz.
Taze dedikodudan daha fazla iştahla yenen hiçbir şey görmedim hayatımda.
İsterse anlatanın canı çok yanıyor olsun ve bu da çok yakın arkadaşın olsun, içimizde asla söndüremediğimiz araştırmacı gazeteci ruhu en çok bu durumlarda ortaya çıkar.
Ancak durum böyle değil, yani sevgilicağızınız sizi bir başkasına tercih ettiği için bıraktı ise iste o zaman felaket başlar.
Bu arada sunu belirtmek isterim çünkü asil konu bu...her durumda yani her bir ayrılık senaryosunda aynı kadın ve aynı erkek ele alıyoruz…ilişkileri, aşkları, duyguları hepsi aynı ancak bu ikiliye farklı ayrılık senarysu düşünüyoruz…
erkek önce şerefsiz, sonra ahlaksız sonra sadakatsiz sonra yalancı ve daha ileri giderek iktidarsız veya eşcinsel bile olabilir.
Durumun kötülüğü şudur aslında, eğlence bitmiştir ve siz sıkılmaya başlarsınız..
Bu durum arkadaşlar arasında bir yakınlaşmaya sebep olur şüphesiz çünkü ask durumu sürdüğü dönemde genelde aile, eş, dost bir kenara atılmıştır ve merkeze O konmuştur.
Bu durum arkadaşlar arasında bir yakınlaşmaya sebep olur şüphesiz çünkü ask durumu sürdüğü dönemde genelde aile, eş, dost bir kenara atılmıştır ve merkeze O konmuştur.
E gidince kaldın mı bi başına! Kimsenin senin yaşayıp yaşamadığından bile haberi yoktur artık nerdeyse..
Ama ayrılığın doğası itibari ile artı taze dedikodunun ve acı çeken birini görmenin verdiği keyfi de koyarsak işin içine bu eski grup hemen devreye girer ve ıslak omuzlu
bir güruh bizim en mahrem sırlarımızı paylaşır ve hepsi birer psikolog ve dedektif ve falcı olarak teoriler geliştirmemize yardımcı olurlar. Sağolsunlar….
Bu teorilerin birçoğu aslında pratiğe hiçbir zaman geçmeyecek ancak konuşması bile insanin ayrılık acısını hafifletmeye yarayan bir ritüelin barçasıdırlar.
Sonuç olarak O gitmiştir ama siz de yalnız değilsinizdir.
Ama ayrılığın doğası itibari ile artı taze dedikodunun ve acı çeken birini görmenin verdiği keyfi de koyarsak işin içine bu eski grup hemen devreye girer ve ıslak omuzlu
bir güruh bizim en mahrem sırlarımızı paylaşır ve hepsi birer psikolog ve dedektif ve falcı olarak teoriler geliştirmemize yardımcı olurlar. Sağolsunlar….
Bu teorilerin birçoğu aslında pratiğe hiçbir zaman geçmeyecek ancak konuşması bile insanin ayrılık acısını hafifletmeye yarayan bir ritüelin barçasıdırlar.
Sonuç olarak O gitmiştir ama siz de yalnız değilsinizdir.
E ayrılık çok da kötü değilmiş hani, bak kız kıza valla daha çok eğleniyoruz ya..demeler başlar, ve GKKG kurulur…geçici kanka kızlar gurubu.
Sonra ne olur?
Aman ne olacak…her zaman olan olur..
Benim anlamadığım…bu insanların neden bu kadar balık hafızalı olduğu…
Şekerim sen hiç sevmedin mi?
Ay eveeet…
Sonra ne oldu…
Hiiiç ne olacak ayrıldık…ama var ya 10 günde 8 kilo verdim yani nasıl üzülmüşüm sen anla…
( ne anlayacağım. Dön de adama teşekkür et…yenisini bulmana yardımcı olmuş daha ne yapsın )
Eee 8 kilo verdin sonra?
Ay bi gün kızlrla şeyde oturuyoruz bu geldi..
Bu kim?
Ya şimdiki sevgilim işte kızızmm
Ha pardon
Peki sen sekiz kilo verdikten ne kadar sonra oluyo bu olay?
Bilmiyorum ya işte bir hafta falan sonra galiba…
Yani dayanılmaz aşk acısı, hayatının aşkı, uğurna ağladığın zırladığın adamın yerine başka birini koymak bu durumda 15 ile yirmi gün almış..
Tamam.
Şimdi bunu bir kez yaşadın diyelim.
Peki ya güzelim neden her seferinde bize aynı tiyatroyu oynuyor ve oynatıyosun…
Anla artık…sorun yok…sakin…panikleme…
Acı yavaş yavaş hafifler ta ki başka bir çift gözün size baktığını hissettiğiniz ana kadar.
İşte bir anda bugün o komploları, intikamları, geri alma taktikleri bir anda silinir ve pırpır ruh haline hatta eskisinden daha heyecanlı olarak ilerlenir.
Böyledir insanin oğlu, yeni eskiyi bir anda unutturuverir.
Bu yenisi çok tatlıdır, çok iyi sevişir, çok güzel öper, çok kültürlüdür, çok her şeydir....
Ama onun da zamanı gelecektir ve bu kısır döngü devam edecektir.
Ta ki birini kafesleyip evlenene kadar!
Ha iste o zaman tapu kadastro garantili belge elinizdedir ve eğer sizin yerinize başkasını tercih edecek olsa canına bu sefer gerçekten okuyabileceksinizdir.
Nasıl keyif ama! Hele bir yap da göreyim!
Gördüğünüz gibi mülkiyetçilik her alana, beynimizin en mini minnacık kıvrımına kadar sirayet etmiş bir durumdadır artik.
Benim olmalıdır. Benim olan rahattır. benim olanın riski azdır.
İntikamı da daha güçlü ve yıkıcı.
İktidar. Bir diğerinin üzerinde hak iddia etmek , egoyu tatmin eden ve iyi gelen ancak bir diğer taraftan da rezil ve zayıflığı en açık biçimde ortaya koyan duygudur.
Ama onun da zamanı gelecektir ve bu kısır döngü devam edecektir.
Ta ki birini kafesleyip evlenene kadar!
Ha iste o zaman tapu kadastro garantili belge elinizdedir ve eğer sizin yerinize başkasını tercih edecek olsa canına bu sefer gerçekten okuyabileceksinizdir.
Nasıl keyif ama! Hele bir yap da göreyim!
Gördüğünüz gibi mülkiyetçilik her alana, beynimizin en mini minnacık kıvrımına kadar sirayet etmiş bir durumdadır artik.
Benim olmalıdır. Benim olan rahattır. benim olanın riski azdır.
İntikamı da daha güçlü ve yıkıcı.
İktidar. Bir diğerinin üzerinde hak iddia etmek , egoyu tatmin eden ve iyi gelen ancak bir diğer taraftan da rezil ve zayıflığı en açık biçimde ortaya koyan duygudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder