Sonuçta
kötü bir adam sayılmazdı.
Tamam, gerçi biraz tuhaflıkları vardı ama kimin yoktu
ki değil mi?
Daha ne kocalar duymuştu evlere şenlik.
En
azından onunkini düzgün kategorisine girenlerden sayılırdı.
Arkadaşları
da öyle diyordu.
Aman zaten otuz üçünde evlenmeye karar veren hangisi daha
iyisini bulmuştu ki! İyidir iyi…
Zaten
kendisi de kusursuz değildi hani işin doğrusu…
Rahatına düşkündü, öyle sabah
erken kalkmayı ve ev iş yapmayı pek de sevmezdi.
Akıllı
kızdı, yaptığı her işte başarılı oluyordu ama sorun iş yapmamasındaydı genelde.
Bak
bu açıdan da kocasına benziyordu aslında.
Zaten
insan kendine benzeyeninden pek hoşlanmaz derlerse doğrudur.
Kişi
kendi eksiğini bilse de kolay kolay kendine bile itiraf edemiyor bazen nerde
kaldı eleştirmek ama aynı eksikleri
birlikte olduğu insanda hissetsin dili pabuç gibi uzuyordu insanın.
Gerçi
evlendiği adamın biraz daha farklı olmasını bekliyordu ama şans bu adam böyle
çıkmıştı.
Babası
rahmetli olunca han hamam ve bir miktar nakit kalmıştı kocasına ve görümcesine.
Ama
bu para konusu iki kardeş arasında Nasa’nın uzaylılar hakkındakı dosyalarından
daha sıkı korunuyordu.
Çeşitli
rivayetler vardı tabii.
Abla
paralarının çok büyük olduğunu, istedikleri her şeyi yapacak kadar birikimleri
olduğunu, oturdukları evleri de kocasının değil kendi güzel paracıkları ile
aldığını her mecliste dile getirirdi.
Bu
mevzunun farklı versyonları vardı.
Eğer
konuşulan insanlar çok zengin tiplerse yüz ifadesi değişir, kaşlar kalkar ve
olmayan içe kayık çene daha da çökerdi.
Bu durumlarda asla para kelimesi telaffuz
edilmez ancak isviçredeki kasa veya hesap olarak geçerdi.
Ancak
kardeş, ablanın aksine, hiç parası olmadığını, durumun sıkıntılı olduğunu,
harcamadan on kez düşünmesi gerektiğini söyler daha doğrusu sürekli ağlar
dururdu.
Hal
böyle olunca ortada tuhaf bir şeylerin döndüğünü o da anlamıştı ama zaten
adamla parası için evlenmemişti.
E
yani bir evin kirasını ödeyebilirdi herhalde diye düşünmüştü aslında, e
gerisine de bir çare bulunurdu elbette.
Kimseden
at, yat kat bekleyen bir kız hiç olmamıştı zaten…
Ama
şimdi düşününce belki de öyle olmanın makbul olduğuna ara sıra da olsa kanaat
getirmiyor değildi hani…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder