EVLİLİK HALLERİ 15 : EN ATEŞLİ GERDEK GECESİ...

Oturduğu koltuğa biraz daha yayılıp ayaklarını kanepeye uzattı.

Belki de burada uyurdu bu gece, kanepe çok rahattı.

Önünde tablo gibi duran Dolmabahçe sarayının saati sanki denizin içinden çıkan bir kule gibi duruyordu.

Camda kendi aksini gördü.

Kendi gözlerini gecenin karanlığında seçmeye çalıştı.

Ama onlar da gece kadar karanlık ve kederli gözüne.

Aslında olmak istemediği tek yerdeydi.

Orada olmak isteyebilirdi belki ama o ana kadar yaşanan bütün bir gecenin silinmesi ve yatakta pijamaları ile yatan adamın yok olması şartı ile.

Olmadı boşanırdı.

Bunu aklına getirdiği an bile kendinden nefret etti.

Evlendiğinin ilk gecesi bunu mu düşünecekti.

Aklına gelebilen ilk ihtimal bu olacaktı ise neden evlenmişti. Ama bunları kocası ile tanıştığı anda da biliyordu.

Birçok şeyi bildiği ama bildiğinin farkında olmadığı gibi.

Hayır, bile lades demiş olabilirdi ama bu işin üstesinden gelecek, iyi bir evlilik hayatı yaşayacak, hem mutlu edecek hem de kendi mutlu olacaktı.

Bu durumda kanepede sabahlamam pek doğru olmaz diye düşünüp yerinden kalktı.

Ne olur ne olmaz tedbiri elden bırakmamak adına banyoda tekrar dişlerini fırçaladı ve üstünde olan banyo bornozunu çıkartarak çırılçıplak kocasının yanına kıvrılıverdi.

Sırtı ona dönük adamın arkasından sarıldı.

Ensesini öptü.

Bacağını adamın kalçasının üzerinden sarkıttı.

Çıplak göğüslerini de adamın sırtına yapıştırdı.

Ve bekledi.

Hiçbir hareket olmayınca elini kocasının tshırt’ünün içine soktu.

Sırtını okşadı.

Adam farkına varırı gibi oldu ancak kafasını yastığa daha da gömerek poposunu oynattı ve uykusuna devam etti.

Bu sefer elini adamın pijama ve don lastiğinin sıkıca kavradığı belinden aşağı sıyırdı.

Önce kocasının soğuk poposuna dokundu.

Elinin sıcaklığı ile ısınana kadar bekledi.

Bundan da hiçbir tepki alamayınca son çareyi elini kocasının organına kadar uzatmakta buldu. 

Uykusunda organının kurcalandığını hisseden adam, homurdanarak bir şeyler mırıldandı, gerildi, tekrar homurdandı.

Eli ile organını karıştırdı, döndü, kafasını tekrar yastığa yerleştirdi ve uykusuna kaldığı yerden ancak yüzünde hoşnutsuz bir ifade ile devam etti.

Artık yüz yüze yatıyorlardı. 

Onun gözleri sonuna kadar açık, kocasınınki ise kapalı. 

İki yabancı, karşılıklı, birbirlerinin ruhlarından habersiz karşılıklı uzanmaktaydılar geniş otel odası yatağında.

Kim bilir kaç tane balayı çifti ya da kaç yasak ilişki daha geçmişti bu yataktan diye geçirdi aklından. 

Acaba hiç sevişirken ölen biri olmuşmuyudu bu yatakta.

Aynı çarşaflar kimlerin kanı, kimlerin terinden kirlenip yıkanıp tekrar tekrar serilmişti bir başkalarının altına.